Aksaray’ın kurak ikliminin kurak bir ilkbahar günüydü, hatta aylardan da ilkbaharın ilk günüydü. Hayatın kendi içerisinde ki şu karmaşık bazı hoş olmayan zor ve yorucu günleri arasında memleket kokan bazı saniyeleri yaşamaklıydım. Zaman ne kadarda garipti, bazı şeyler asla değişmiyor. Dün akşamı pek hoş anmak istemiyorum, zaten hoş anılacak pekte birşeyi yok. Kavuşalamayacak sevdalar çekilen onca aşk acısı yahu zaman ne de ele avuca sığmaz şeysin.
Sigarasını Yakar.
Şu günlerde güneşi pek az görsede, insan olmanın bazı güzel şeylerini de yaşamayı ihmal etmiyor. Yatırımcılar derneği, turizm bakanlığı, turkey tour ve kredi gibi konular arasında bazen hırlanıyor bazen sen ne diye böyle bir yola kalktın ki demekten kendisini alamıyor.
100.000 Türk gençinden sadece 1 tanesinin anladığı bazı şeyleri anlamasından dolayı kendisini başarıya sahip olmak zorunda hissedip bunun için içinde önemli bir iştah besliyordu. Günlere karşısında ki o zor ve acı günlere ne güzelde gögsünü geriyordu.
Bu garip ve zor yaşam içerisinde bugün bir kaç dakikalığınada olsa özel bir gündü. Daha önceleri bir kaç kez gördüğüm ama dikkatlice bakmadığım birisini bugün derinlemesine tekrar gördüm. Gıcık bir dün geceden sonra bugün sanki biraz daha farklıydım. Â Dolmuş henüz kendi yoluna koyulmamışken düşüncelerim arasında dalmaklıydım. Bir anda derinlemesine düşünürken gözlerimin daldığı yerin o eşsiz kişiye odaklandığını biraz geç farkettim. Dalgınlığım ancak yanıma birisi gelmesiyle dağılmış ve nereye baktığımı ancak anlayabilmiştim. Kendimi topladım önüme bakmaya başladım fakat kendime çevrili gözlerde hissedebiliyordum.
Göz ucu ile tekrar baktığımda hala bana bakıyor olduğunu görmüştüm. Dikkatlice kendisine baktığımda ise gözleri ne güzeldi. Hafif tebessüm ettim ve kendisi de hafif bir tebessümle karşılık verdi ve bakışmalar kesintisiz devam ediyordu. Bu dakikalarda olay sanki daha neşeli ve renkliydi. Bilirsiniz işte klasik bir bakışma hikayesinden farklı değildi, sadece ben dünyanın en güzel gözlerine bakıyordum.
Bakışmalar daha da güzelleşiyor ve içim sanki biraz okşanıyordu. Kız gerçekten çok güzeldi ve gözleri çok özeldi. Aslında yıllardır aynı dolmuşta gidip gelirdik nasılda bu zamana kadar farkedememiştim. Â O bakışma saniyelerinde “şimdi ne olacak” soruları aklımda geziniyordu. Olayı uzun bir zamana yıgarak farklı farlı düşünceler içerisinde kendisine uzun uzun baktım, zaten kendisi gözlerini hiç ayırmıyordu. O an nedense ideal bir eş ve iyi bir arkadaş olabileceği içerimden geçmişti fakat kendisini hiç tanımıyordum. Durum karmaşıklaşıyordu ve o saniyelerde aklımda turizm çalışmaları yoktu.
Dolmuş bir anda doluvermişti ve yollar artık dolmuşa aitti. Dolmuşun kalabalıklaşması ile birlikte artık bir birimizi göremiyor ama olabildiğince yogun derecede hissediyorduk. Dolmuş ilerledikçe ayaktakiler azalmış ve görüş alanıma girmişti. Tekrar uygun bir anda baktığımda yine aynı yeşil gözlerin bana çevrili olduğunu gördüm. Bu kez mutluluktan gerçek bir tebessüm atmıştım. Bunu farkedince gözlerini devirmesi gerçekten orjinal bir sahneydi. Ben yarın Aksaray’dan gidiyordum ve Aksaray’dan birisi ile arkadaş olamazdım. Bunu istemiyordum. Nedenini bilmiyorum sadece istemiyorum.
Dolmuş ineceğim yere yaklaştığında artık 2 seçenek arasında kalmıştım. Bu iş burada bitecekti ya da devam edecekti. Elime cantamı aldım düşüncelerimden ne geçtiğini düşündüm ve sonra ne istediğimi düşündüm. Kartımı çıkartıp yanına giderek kendisine vermek vardı düşüncelerimde. İçimden geçen ise bir kaç gün sonra aklıma bile gelmeyeceğiydi. Kendisine kartımı vermek isteği gelmedi ve yanına giderek kartımı kendisine vermedim. O an bu karmaşık şeyler arasında kıvranırken insem mi yoksa evini mi öğrensem gibi şeyler vardı. Tahirim snaki abarttın dedim ve bir anda biraz erken sayılabilecek noktada “müsait bir yerde ineyim” diye seslendim.
Gideceğim yere gidebilmek için biraz daha yürümem gerekliydi. Yürürkende turizmsel şeyleri düşünmeye çalışıyordum. Dolmuş giderken şöyle bir elveda bakışı atmayıda bu arada unutmamıştım. Tekrar kendisini görürmüyüm bilinmez ama bir daha görürsem ne yapacağımı çok iyi biliyorum. Beni tek düşündüren şey ise kendisinin beni hiç heyecanlandırmaması oldu diyebilirim. Bunun üzerine bir süre daha düşünmek istiyorum.